إذن
الإمام للرجل
وهو يخاف عليه
177- idarecinin
Tehlikeye Rağmen Birine izin Vermesi
أنبأ علي بن
شعيب
البغدادي قال
حدثنا معن قال
حدثنا مالك عن
صيفي مولى بن
أفلح عن بن
السائب مولى
هشام بن زهرة
أنه دخل على
أبي سعيد الخدري
في بيته قال
فوجدته يصلي
فجلست أنتظره
حتى يقضي
صلاته فسمعت
تحريكا تحت
سريره في بيته
فإذا حية فقمت
لأقتلها
فأشار إلي أبو
سعيد اجلس
فجلست فلما
انصرف الناس
أشار إلى بيت
في الدار فقال
ترى هذا البيت
فقلت نعم فقال
إنه كان فيه
فتى منا حديث
عهد بعرس
فخرجنا مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إلى
الخندق فكان
ذلك الفتى
يستأذنه
بأنصاف
النهار ليطالع
أهله فاستأذن
النبي صلى
الله عليه
وسلم يوما
فقال له النبي
صلى الله عليه
وسلم خذ سلاحك
فإني أخشى
عليك قريظة
فأخذ الرجل
سلاحه ثم ذهب
فإذا هو
بامرأته
قائمة بين
البابين فهيأ
لها الرمح
ليطعنها بها
وأصابته
الغيرة فقالت
أكفف رمحك حتى
ترى ما في
بيتك فدخل
فإذا هو بحية
مطوية على
فراشه فركز
فيها الرمح
فانتضطمها
فيه ثم خرج
فنصبه في
الدار
فاضطربت الحية
في رأس الرمح
وخر الفتى
ميتا فما يدرى
أيهما كان
أسرع موتا
الفتى أم
الحية فجئنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فذكرنا
ذلك له وقلنا
له يا رسول
الله ادع الله
له أن يحييه
فقال
استغفروا
لصاحبكم ثم
قال إن
بالمدينة جنا
قد أسلموا فمن
بدا لكم منهم
فأذنوه ثلاثا
فإن عاد
فاقتلوه
فإنما هو
شيطان
[-: 8820 :-] Hişam b. Zuhre'nin
azatlısı Ebu's-Saib anlatıyor: Ebu Said el-Hudrl'nin evine girdiğimde namaz kılıyordu.
Oturup namazı bitirmesini beklerken yatağının altından bir kıpırdama farkettim.
Baktığımda bir yılan olduğunu gördüm. Onu öldürmek için kalktım, ancak Ebu
Said'in bana otur diye işaret etmesi ile geri oturdum. Namazı bitirdikten sonra
avlusundaki bir odayı gösterip: "Bu odayı görüyor musun?" diye sordu.
"Evet" dediğimde şöyle anlattı: Bizden yeni evlenmiş genç biri burada
kalıyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Hendek savaşına
gitmiştik. Bu genç günün ortasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
ailesine gitmek için izin isterdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir
gün buna izin verdi ve: "Silahını beraberinde al. Çünkü Kurayzalıların
sana zarar vermesinden korkuyorum" buyurdu. Genç silahını alıp gitti. Hanımını
dışarıda kapı arasında görünce kıskançlıktan dolayı mızrağıyla onu vurmak için
saldırdı. Ancak hanımı ona: "Mızrağını indir ve evinde ne olduğuna
bak" dedi. Genç içeri girince yatağın üstünde kıvrılmış yılanı gördü.
Mızrakla onu vurup sivri ucuna sapladı. Sonra onu çıkarıp avluya dikti. Yılan
mızrağın ucunda çırpındı, fakat genç de öldü. Yılanın mı, yoksa gencin mi daha
önce öldüğü bilinemedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip bu
durumu anlattık ve: "Ey Allah'ın Resuıü! Dua et de genç tekrar
dirilsin" dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Arkadaşınıza istiğfar ediniz" buyurdu ve şöyle devam etti:
"Medine'de Müslüman olan cinler vardır. Evinizde karşınıza çıktıkları
zaman üç defalığına gitmesine izin verin. Eğer bir daha gelirlerse öldürün.
Çünkü geri geliyorsa bilin ki şeytandır."
10739,10740,10741 ve
10742. hadislerde tekrar gelecektir.
- Tuhfe: 4413
Diğer tahric: Hadisi
Müslim (2236), Ebu Davud (5257, 5258, 5259), Tirmizi (1484) Ahmed, Müsned
(11369), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (2938, 2939) ve İbn Hibban (5637) rivayet
etmişlerdir.
حفظ
الإمام
الرعية وحسن
نظره لهم
178- idarecinin,
idaresi Altmda Olanları Koruyup Gözetmesi
أخبرنا عبد
الجبار بن
العلاء بن عبد
الجبار عن
سفيان عن عمرو
بن دينار عن
أبي العباس
الأعمى عن عبد
الله بن عمرو
قال حاصر رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أهل
الطائف فكأنه
لم ينل منهم
شيئا فقال إنا
قافلون إن شاء
الله فقال
المسلمون نذهب
ولم نفتح قال
اغدوا على
القتال فغدوا
فأصابهم
جراحة فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إنا
قافلون
فكأنهم
اشتهوا ذلك
فضحك رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
[-: 8821 :-] Abdullah bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Taif'i kuşattı ancak onlardan bir
şeyelde edemeyip: "Geri dönüyoruz inşallah" dedi. Müslümanlar:
"Fethetmeden mi geri döneceğiz?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Yann savaş için hazır olun" buyurdu. Ertesi gün
savaşta kendilerinden yaralananlar oldu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yine: "Geri dönüyoruz" buyurdu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Müslüman askerlerin de bunu istediğini görünce tebessüm etti.
8545. hadiste muhtasar
olarak geçti. - Tuhfe: 7043
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (4325, 6086, 7480), Müslim 1778 (82) ve Ahmed, Müsned (4588) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا عبيد
الله بن سعيد
عن وهب بن
جرير قال حدثنا
أبي قال سمعت
حرملة يحدث عن
عبد الرحمن بن
شماسة قال
دخلت على
عائشة فقالت
سمعت رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقول
اللهم من ولي
من أمتي شيئا
فرفق بهم
فارفق به
[-: 8822 :-] Hz. Aişe'nın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allahım!
Ümmetimden idareye gelip de tebaasına şefkatli davranan kişiye karşı sen de
şefkat göster" buyurmuştur.
Tuhfe: 16302
Diğer tahric: Hadisi
Müslim (1828), Ahmed Müsned (24622) ve İbn Hibban (553) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا يحيى
بن عثمان قال
حدثنا بقية عن
شعيب قال
أخبرني
الزهري عن
سالم بن عبد
الله عن عبد
الله بن عمر
أنه سمع النبي
صلى الله عليه
وسلم يقول كل
راع مسؤول عن
رعيته الإمام
راع ومسؤول عن
رعيته مختصر
[-: 8823 :-] Abdullah b. Ömer,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Her idareci, başında
bulunduğu kişilerden sorumludur. Lider de idarecidir ve idaresi altında
olanlardan sorumludur" buyurduğunu bildirir. (muhtasardır -kısaltllmıştır-)
Tuhfe: 6846
9128. hadiste tam
metin olarak gelecektir,
إحصاء
الإمام الناس
179- idarecinin
Yönetimi Altında Olanların Sayımını Yapması
أنبأ هناد بن
السري عن أبي
معاوية عن
الأعمش عن
شقيق عن حذيفة
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
احصوا لي من
كان يلفظ
بالإسلام
فقلنا أتخاف
علينا ونحن ما
بين الستمائة
إلى
السبعمائة
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
إنكم لا تدرون
لعلكم أن تبتلوا
فابتلينا حتى
جعل الرجل منا
لا يصلي إلا
سرا
[-: 8824 :-] Huzeyfe bildiriyor:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana Müslüman olduğunu
söyleyenlerin sayımını yapın" buyurdu. Biz de: "Sayımızın altıyüz ile
yediyüz arasında olmasına rağmen bize bir zarar gelmesinden mi
korkuyorsunuz?" dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Siz bilmezsiniz.
Olur ya belaya uğrarsınız" buyurdu. Öyle de oldu. Öyle bir musibete
uğradık ki kişi namazını bile gizlice kılmaya başladı.
Tuhfe: 3338
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (3060), Müslim (149), İbn Mace (4029), Ahmed, Müsned (23259) ve İbn
Hibban (6273) rivayet etmişlerdir.
العرفاء
للناس
180- Toplumun
Bilirkişileri
أخبرنا
هارون بن موسى
قال حدثني
محمد بن فليح عن
موسى قال بن
شهاب حدثني
عروة أن مروان
والمسور بن
مخرمة أخبراه
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم حين أذن
له المسلمون
في عتق بني
هوازن قال إني
لا أدري من
أذن منكم فمن
لم يأذن
فارجعوا حتى
يرفع إلينا
عرفاؤكم
أمركم فرجع الناس
وكلهم
عرفاؤهم
فرجعوا إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فأخبروه
[-: 8825 :-] Mervan ve Misvar b.
Mahreme derler ki: Müslümanlar, Hevazin'de esir alınan kadın ve çocukları azat
etmede Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e izin verdiklerinde, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden kimin izin verip kimin vermediğini
bilmiyorum. Geri dönün ve sizden bilirkişiler bu yöndeki kararınızı bize
bildirsin" buyurdu. Ahali geri döndü ve bilirkişileri ile görüştüler.
Onlar da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e dönüp durumu haber
verdiler.
Tuhfe: 11251
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (2307, 2539, 2584, 3131, 4318, 7176), Ebu Diivud (2693) ve Ahmed, Müsned
(18914) rivayet etmişlerdir.
عرض
الإمام الناس
181- Ahalinin
idareciye Sunulmaları
أخبرنا عبيد
الله بن سعيد
قال حدثنا
يحيى عن عبيد
الله قال
أخبرني نافع
عن بن عمر أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عرضه يوم
أحد وهو بن
أربع عشرة فلم
يجزه وعرضه
يوم الخندق
وهو بن خمس
عشرة فأجازه
[-: 8826 :-] ibn Ömer'in bildirdiğine
göre kendisi Uhud savaşı sırasında henüz ondört yaşındayken savaşa katılacaklar
arasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e arzedilmiş, ancak küçük
bulunup savaşa katılmasına izin verilmemiştir. Hendek savaşı sırasında onbeş
yaşındayken yine sunulduğunda bu kez savaşa katılmasına izin verilmiştir.
Tuhfe: 8153
5595. hadiste
geçti.
من
يمنع الإمام
من اتباعه
أخبرنا عبيد
الله بن سعيد
قال حدثنا
معاذ بن هشام
قال حدثني أبي
عن قتادة عن
سعيد بن
المسيب عن أبي
هريرة عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال إن
نبيا من
الأنبياء غزا
بأصحابه فقال
لا يتبعني رجل
بنى دارا لم
يسكنها أو
تزوج امرأة لم
يدخل بها أو
له حاجة في
الرجوع فلقي
العدو عند
غيبوبة الشمس
فقال اللهم
إنها مأمورة
وإني مأمور
فاحبسها علي
حتى تقضي بيني
وبينهم فحبسها
الله عليه
ففتح عليه
فجمعوا
الغنائم فلم
تأكلها النار
قال وكانوا
إذا غنموا
غنيمة بعث
الله عليها
النار
فتأكلها فقال
لهم نبيهم
إنكم قد غللتم
فليأتني من كل
قبيلة رجل
فليبايعوني
فأتوه
فبايعوه
فلزقت يد
رجلين منهم بيده
فقال لهما
إنكما قد
غللتما قالا
أجل غللنا
صورة رأس بقرة
من ذهب فجاءا
بها فألقياها إلى
الغنائم فبعث
الله عليها
النار
فأكلتها فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عند ذلك
إن الله
أطعمنا
الغنائم رحمة
رحمنا بها
وتخفيفا خففه
عنا لما علم
من ضعفنا
[-: 8827 :-] Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Peygamberlerden bir
peygamber ashabı ile savaşa çıkarken: «Ev yapıp da içinde oturmayan, bir
kadınla evlenip daha onunla gerdeğe girmeyen ve dönmek zorunda kalan kişi
benimle gelmesin» buyurdu. Güneş batarken düşmanla karşılaştılar ve o
peygamber: «Allahım! Güneş de emrindedir, ben de emrindeyim. Düşmanla işimizi
bitirene kadar güneşi yerinde tut» dedi. Fetih gerçekleşene kadar Allah güneşi
yerinde tuttu. GanimetIeri topladılar, ancak ateş ganimetIeri yemedi. Zira
ganimet kazandıkları zaman Allah bir ateş gönderirdi ve ateş o ganimetleri
yerdi. Peygamberleri onlara: «Siz hainlik ettiniz. Her kabileden bir kişi
gelsin ve bana biat etsin» dedi. Her kabileden bir adam geldi ve ona biat
ettiler. Ancak birinin eli eline yapışık kalınca onlara: «Siz hainlik ettiniz»
dedi. Onlar da: «Evet, altından bir inek başı alarak hainlik ettik» karşılığını
verdiler. Sonra aldıkları o altın başı ganimetin üstüne koydular. Yüce Allah da
ateşi gönderdi ve ateş ganimeti yedi" buyurdu.
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah bize şefkatinden dolayı ganimeti
rahmet olarak verdi. Bizim zayıf olduğumuzu bildiği için onu bize helal kıldı
ve yükümüzü hafifletti" buyurdu.
11144. hadiste
muhtasar olarak tekrar gelecektir.
- Tuhfe: 13099
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (3124, 5157), Müslim (1747), Ahmed, Müsned (8200) ve İbn Hibban (4807,
4808) rivayet etmişlerdir.